Sayfa İçeriği
YouTube’ın herkes için artık hem aynı hemde farklı bir anlam ifade ettiği bir dönemdeyiz. Kuruluşundan bugüne tam 12 yıl geçmesine ragmen henüz kendisine rakip diyebilicegimiz, aynı kulvarda başka bir platform çıkmaması, YouTube’ın her geçen gün kendini geliştirmesi, buna paralel olarak kullacıların sayısının gitgide artması, YouTube’ı dünya genelinde sosyal medya platformları arasında, en büyük beş sosyal medya devleri arasında sayabilicegimiz bir konuma getirmiştir. Bugün YouTube, sahip oldugu YouTube İş Ortagı Programı’nın zirve dönemlerini yaşıyor diyebiliriz. Dijital medya reklamcılıgında yapılmış en büyük devrim niteligindeki bu program, binlerce insan için bir gelir kapısı durumunda. Yani bu durumda YouTube kariye oluşturulabilicek bir platform haline geliyor. Pekala bu kariyer basamaklarını tırmanırken ne yapılması gerekenler üç aşagı beş yukarı belli iken, ne yapılmaması gerekenler yeterince biliniyormu ?
YouTube, size sıfır noktasından dünyanın heryerinde fanlarınız, izleyicileriniz olabilicek bir konuma gelebilmeniz adına açık bir platform sunar. Bu platform şansını binlerce insan kulanmış ve bunların arasına her geçen gün yeni binlerce insanda katılmaktadır. Bu bahsettiğimiz durum, sadece belli başlı yada tek bir ülkeye ait olmayıp, internet bağlantısı olan dünyanın herhangi bir köşesinden de gerçekleştirmek artık mümkündür. YouTube videolarından gelir elde etmek, kariyer yapmak, biliniyor olmak artık günümüzün moda yani trend mesleklerinden biri haline gelmiştir. Burada bahsedilen gelirlerin, daha dogrusu şöyle diyelim; Google üzerinden YouTube reklamları üzerinden dönen paranın, aylık periyodlar ile milyon dolarları bulması, bu yeni meslek türünün ne kadar ciddi bir kategori oldugunu kanıtlar niteliktedir. Bu işin güzel tarafları hakikaten çok cazip noktalar içerir. YouTube işinde, kimseye hesap vermezsiniz. Yani bir patronunuz olmaz, kimse size ne yapmanız gerektiğini söylemez, herhangi bir çalışma saatiniz yoktur, ne zaman video üretmek isterseniz o zaman yaparsınız, gecesi gündüzü yeri zamanı yoktur, sosyal platform için üretildiginden tabiatı geregi genellikle sosyallik içeriklidir dolayısıyla eğlencelidir, bununla beraber her hangi bir konuya bağlılıgı yoktur, tek sınır hayalgücünüz ve bu hayalgücünüzdekileri pratige dökme yeteginizdir. Bunun gibi avantajlar listesi alabildiğine uzatılabilir. Bütün bu sebepleri, avantajları ve tabi ki sonuçları toparlarsak, sonuç olarak YouTube günümüz döneminde en etkin iş kollarından biri haline gelmiş ve görünen o ki uzun vadede de böyle kalacaktır.
Sıradan Olmayın
Durum bu şekilde olunca, YouTube’da kariyer yapmak, bilinir olmak, gelir elde etmek gibi amaçlar dogrultusunda, her gün, her saat binlerce yeni yetenek YouTube okyanusunda yerini almak için girişimlere atılmakta. Tabi ki pratikte “güzel videolar yap ve YouTube’a yükle, gerisini oluruna bırak” gibi düz bir mantık nispeten dogru olsa bile, başarı için herkes adına yeterli olmayabiliyor. Yapılan videoların yeterince kişiye ulaşması adına yapılan bir çok yöntem var. Bu konularda girişime atılıp, kısa vadede aradıgını bulamayarak hayal kırıklıgına ugrayan hemen herkes, zaten bu “neden böyle oldu?” sorusuna cevap olarak bu yöntemleri illaki araştırmıştır. Zaten olmazsa olmaz belli başlı noktalar var. Orjinal içerik üretmek, sosyal medyada olabildiğince yaymak, YouTube’ın videolarınızı izleyicilerinize ulaştırmak adına, video bilgilerinizden yeterli veri alabilmesi için video bilgilerinizi (açıklama, başlık gibi) dogru girmek bunlardan bir kaçı. Genede bunları yaptıgı halde beklediği ilgiyi görememiş kullanıcılar adına konuşursak, acaba yapmamız gerekenleri yaptıgımız halde bir şeyler istediğimiz gibi gitmiyorsa, belkide arada yapmamamız gereken birşeyleride farkında olmadan uygulamış olabilirmiyiz ? Bu yazı tamamen bu soruya cevap verme adına yazılmıştır. Çünkü yapılması gereken şeyler oldugu gibi, başarınızı gölgeleyebilicek YouTube içerisinde yapılmaması gereken şeylerde vardır. Tamam belki bunları yaptıgınız takdirde YouTube kariyeriniz bitmez ama hayalkırıklıgınıda kimse sevmez. Dolayısıyla yolu ekstra uzatmanın manası yok bize göre.
YouTube’da bugün kaç video oldugunu bilemiyoruz ( muhtemelen YouTubeda bilmiyordur) fakat dakika başına 72 saatlik bir video yüklemesi oldugu, resmi istatistiklerce doğrulanmıştır. Şimdi bu büyüklükte bir eko sistemin içeriğini düşünmek bile insanı boşluga itecek cinsten bir girdaba sürüklerken, bu içeriklerin dünya genelinde Azerbaycan dilinden Japoncaya kadar her dilde yüklendiğini bilmek, YouTube’ın sınırlarını belirlemek istersek ne kadar yetersiz kalacagımıza kanıt niteliğinde bir durum olur. Bütün bu geniş içerikli ortamda, konu bakımından birbirine benzeyen içeriklerin olması kaçınılmaz bir durum ortaya çıkarır. Üstelik bu benzeme olayı sadece kategorilerle de alakalı degildir. Demek istediğimizi şöyle açıklayalım; Moda denilince çok genel bir tabir kullanmış oluruz. Giyimden, davranış şekline kadar her kavram moda başlıgı altına girebilir. Mesela, dünya genelinde trend olan bir davranış şeklini düşünürsek, her ülkeden, her dilden o davranış biçimiyle ilgili yani o modayla ilgili içerikler görmemiz mümkün olabilir. Bununla birlikte; örnegin, YouTube’da Photoshop kullanımıyla ilgili bir içerik aramaya kalktıgımızda, onlarca belkide yüzlerce bu içerikle ilgili içerik görmemiz mümkün ve kaçınılmazdır. Çünkü YouTube, size ait ve kurallara uyması koşullarıyla dilediğiniz konuda video yüklemenize izin vermiştir. Fakat YouTube’a video yüklemeniz, o videonun başarılı olacagının garantisini vermez. İşte burada yavaş yavaş ne yapmamalıyız? sorusunun cevabı kendini göstermeye başlıyor. Aynı konu üzerinde onlarca video varsa, siz hangisini tercih edersiniz? ve neden? sorusunu bir kendimize sormakla işe başlayalım isterseniz.
Aynı konu hakkında onlarca benzer içerikler arasında tercihimiz; muhtemelen en orjinal olanı, en iyi seyir zevki vereni ve en arama amacımıza uygun olanı olacaktır. Buda, ilk ne yapmamalıyız? sorusunun açık ve net cevaplarından ilkini oluşturur. Yani içeriklerimiz başkalarından esinlenebilir, benzer yapıda olabilir fakat mutlaka ama mutlaka bir orjinallik yani farklılık içermelidir. Yani asla ve asla kopya içerik yayınlamamalıyız. En kötü orjinal içerik bile, en iyi kopyadan iyidir. İçeriklerimizi hazırlarken bu mottoyu mutlaka aklımızın bir köşesinde tutmak, YouTube kariyerimizin selameti açısından oldukça önemlidir. Bu orjinallik sadece içerik açısından degil, başlık, açıklama bilgileri içerisinde de geçerlidir. Zira YouTube farklılık getiren içerikleri sever ve bunu tanıtmak için bütün olanaklarını kullanır. Bir diger nokta; ne kadar orjinal içerigimiz olursa olsun, bunu izleyicilere gösteremedikten sonra bir anlamı kalmıyor. Gerçi evet, orjinal içerik daima izlenir ve er yada geç keşfedilicektir fakat neden kendimizi kolay yol varken zora sokmak isteyelimki ? Yani demek istediğimiz, içeriklerimizi tanıtırken sıradanlıktan uzak kalmamız oldukça sağlıklı olacaktır. Bu konuyu biraz daha açalım.
Farklılıga Dikkat
Başlıklarımız diger başlıklarla birebir olmamalı, olabildiğince dikkat çekici olmalıdır. Örneklendirmek istersek; “benim kedim” başlıklı onlarca video var diyelim. İşte bu noktada “yapmamanız” gereken şey, videonuzun içerigi kediniz olsa bile, başlıgını “benim kedim” koymamak olmalıdır. “işte benim kedim” şeklinde bile yazsanız, yani tek bir kelimelik bile fark önemlidir. YouTube’da videolar arasında gezinirken dikkatinizi nelerin çektigini hatırlayın. Bunların arasında en önemli olan şeylerden biri videoların önizlemesi niteliğindeki video küçük resimleridir. YouTube içeriklerinizi ön plana çıkarırken, muhtemelen en iyi resmi koymanız gerektigini farketmiş yada ögrenmişsinizdir. Bu yapılması gereken şey. İşte bunun tam tersi, yapılmaması gereken noktada özensiz resmin yanı sıra dikkat çekme maksatlı alakasız bir resim koymamanız gerektiğidir. Yani tekrar kediniz videonuzdan konuşursak, videodan en güzel bir sahneyi, videouzun küçük resmi olarak koymanız “dogru” fakat dikkat çekme maksatlı netten buldugunuz ilginç bir kedi resmini koymanız “yanlış”tır. Yanlıştır, çünkü videonuz ne kadar güzel olursa olsun izleyicinizi kandırmış olursunuz. Bu hem etik degildir, hem YouTube kurallarına aykırıdır, hemde izleyici kandırıldıgını hissettiği için kanalınıza muhtemelen pek hoş gözle bakmayacak buda YouTube kariyeriniz için sağlıklı bir durum oluşturmayacaktır.
Yapmamamız gereken şeylerden ilk sırayı sıradan olmamak şeklinde saysak bile daha sıralamaya başlamadan dahi çok önemli olan bir noktayı tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz. YouTube kuralları net ve açıktır. Ve bu kurallara aykırı davranışlara hiç tahammülüde yoktur. Yani YouTube Topluluk Kuralları denilen kurallar ve telif hakları çerçevesindeki kurallar, bizim ister başlangıç, isterse YouTube’daki zirve noktamızda olalım, her halukarda biat etmemiz gereken nihai kurallardır. Bu kurallar bizim sınırlarımızı belirler. YouTube tarihindeki en çok izlenen videoya da sahip olsak, çizginin dışına attıgımız tek bir adım, YouTube’ın hiç gözünüzün yaşına bile bakmadan bütün kariyerinizi bir saniyelik bir zaman diliminde silmesine sebep olucaktır. Topluluk kuralları zaten üç aşagı beş yukarı bellidir zaten. Toplum genelinde yasak ve hoş olmayan ne varsa, YouTube toplulugu içinde geçerlidir. Yani aşırı şiddet içeren videolar yayınlayamazsınız, yetişkin içerikleri yayınlayamazsınız, ırkçılık tehlikeli madde kullanımını içeren veya teşvik eden videolar yayınlayamazsınız. Şayet bu içerikler yayınlayabilir seviyede materyaller içerse bile, ancak yaş kısıtlaması getirilerek yayınlanabilir. Telif konusu ise apayrı göreceli bir konu oluşturur. Prensip olarak diyebiliriz ki sizin üretmediğiniz, size ait olmayan her türlü görsel yada işitsel materyal telif kapsamına girebilir.
Video dediğimiz olay bir multi medyadır. Yani hem görsel, hemde işitsel olarak iki medya türünün birleşiminden oluşur. Haliyle bu iki medyadan birinin dahi telif hakları başkasına ait bir içerik içeriyorsa, sınavlardaki üç yanlış bir dogruyu götürür mantıgıyla, videonuzun tamamının ya iptal olmasına yada sizin emeklerinizin karşılıgı olan video gelirlerinin telif sahibine gitmesine yol açar. Ne var ki kullanımı serbest materyallerde internette mevcut oldugundan bu sorun aşılmayacak boyutlarda olmamasına karşın, yapılan en büyük hatalar bu durumla alakalı hatalardır. Veya “bu sorun olmaz” şeklinde tercih edilen materyallerin seçimidir. Asla telif hakkı olan bir materyali kullanmamalıyız, bu kısım aşikar. Fakat birde Adil Kullanım Hakkı denilen ve bir nevi şehir efsanesi konumunda olan durum var. Bu hakka göre bir eserin 10 saniyelik bir bölümü, telif hakkı iddia edilemeyecek şeklinde kullanılabilir. Fakat evrensel kuralların yanında, YouTube’ın da kendine munhasır kuralları oldugu unutulmamalı ve bu sözkonusu hakka fazla güvenilmemelidir.
En Önemlisi
YouTube kariyerinizde yapmanız gereken şeyler net oldugu kadar, yapamamanız gereken şeylerde aslında oldukça nettir. Bunlar esasen düşünüldüğünde teknik degil, mantık çerçevesinde geçerli olan kriterlerdir. Yani kötü videolar çekmek sizin kariyerinizi bitirmez, çok fazla video çekmemek sizin YouTubedaki yasaklılar listesinin başına koymaz yada çekim hataları yapmak YouTube tarafından kanalınızı kapattırmaz. Bunlar olsa olsa başarınızı bir miktar geciktirir, telafisi olabilen durumlardır. Fakat yazımızda anlatmaya çalıştıklarımız ise faturaları çok daha agır olabilicek, yapılması, zaman veya emek kaybından öte olmayacak noktalardan oluşuyor. Fakat bütün bunların ötesinde, YouTube konusunda kariyer yapmayı kafanıza koymuş iseniz, yapmamanız gereken en nihai kural “vazgeçmek” olacaktır. Bu salt YouTube için degil, bir ideal sahibi olanların asla tenezzül etmemesi gereken evrensel kavramdır. Onun yerine “vazgeçmemek”, başarı hedefli tüm girişimlerde oldugu gibi YouTube içinde geçerlidir.
Leave A Comment