Sayfa İçeriği
Son birkaç aydır Facebook’un video oynatıcısının, YouTube’u görüntüleme açısından geçtiği konuşuluyor. Bu durum, pazarlamacıların, kendi video pazarlamaları için YouTube’un mu yoksa Facebook’un mu daha iyi olduğu yönünde derin düşüncelere dalmasına neden oldu. Bu konuya değinmeden önce, rakamlar hakkında bazı şeyleri bilmeniz gerekiyor.
Facebook’un Aldatmacası
Facebook, video reklamcılığı için herkesin kendi platformunu kullanmasını istiyor ve bunun bir nedeni de var; premium video reklamları oldukça pahalı ve onlara çok para kazandırıyor. Facebook aracılığıyla normal video pazarlaması, video görüntüleme hedefi ile Facebook’un normal tıklama başına ödeme sistemiyle aynı çalışıyor.
Facebook’un video pazarlaması açısından öncü olduğu izlenimini yaratmak için, videoların ne kadar fazla görüntüleme ve ne kadar fazla etkileşim aldığı yönünde fantastik rakamlar paylaşıyorlar. Sorun şu ki, görüntülemeleri YouTube ile 1’e 1 oranında karşılaştırmak oldukça yanıltıcıdır.
YouTube, bir görüntülemenin gerçekten de görüntüleme sayılması için kabul ettiği gerçek detayları paylaşmıyor. Ünlü +301 sınırlamasından önce, herhangi bir sayfa görüntülemesi, o video için bir görüntüleme olarak kabul ediliyor. Bu rakama ulaştıktan sonra ise algoritma değişiyor. Artık bir videonun uzunluğu, videonun yüzde kaçının izlendiği ve belki de tarayıcının kullanıcı tarafından aşağıya alınıp, alınmadığı gibi çeşitli gerekli nitelikler ihtimal dahilinde olabilir. Bunun sebebi Google, insanların, internetin her yönünde yaptığı gibi görüntüleme sistemini de robotik sistemlerle oyuna getirmelerinin önüne geçmeyi istemesidir.
[ilginiziCekebilir id=”709″]
Aksine Facebook görüntülemeleri oldukça kolay bir hale sokuyor. Bir video görüntülemesi için tek yapılması gereken üç saniyelik bir görüntüleme süresidir ve bu süre, Facebook’un otomatik oynatıcısı ile daha da kolay bir şekilde elde ediliyor. Bir video, ekranda görüntülenmeye başlayınca sessiz bir biçimde oynatılmaya başlanıyor. Ses ise sadece kullanıcı tıkladığında çalıyor ancak ilk birkaç saniyelik sessiz oynatma bile görüntüleme olarak sayılabiliniyor. Bu yüzden videoları yavaş bir biçimde geçen insanların, o videoları görüntülemiş sayılıyor.
Sonuç olarak ise YouTube üzerinde elde edilen bir görüntüleme, Facebook’taki bir, iki veya 5 ve hatta 10 video görüntülemesine eş değerdir.
Reklamcılık Yöntemleri
İki platform arasında farklılık gösteren reklamcılık unsurları da bulunuyor.
YouTube’da eğer isterseniz tam bir promosyon videosu paylaşabilirsiniz. Her ne kadar televizyon reklamları ayrı bir konu da olsa, birçok firma kendilerini çevreleyen kültürü kullanarak, kendi televizyon reklamlarını yüklüyor. Küçük firmaların ise sadece televizyon reklamlarını yükleyerek başarılı olma ihtimali oldukça küçüktür.
YouTube’un ayrıca, videodan önce yüklenen video öncesi reklamları bulunuyor ve kullanıcı istediği içeriğe ulaşmadan önce oynatılıyorlar. Bu, reklamcılar için bir maliyet ve hem YouTube hem de video sahibi bunun üzerinden para kazanabiliyor. Eğer bu reklam yeterince ilgi çekici ise, reklam verene de dönüşüm kazandırabiliyor.
YouTube’un reklamcılık için kullandığı üçüncü yöntem ise videoların altında görüntülenen metinsel reklamlardır. Bunlar ilgili bağlantılar olma eğilimindedirler ancak video sahibi bunlar üzerinde oynama yapabilir ve kendi yararına da kullanabilir. YouTube’un kenar çubuğu reklamları da bulunuyor ancak bunlar gerçek video reklamları değiller ve bu konumuzun da dışında kalıyorlar.
Bu arada Facebook’un premium video reklamları var. Bunlar 15 saniye ile sınırlandırılmış durumda, oldukça pahalı ve hizmetlerini kullanan insanların haber kaynaklarına eklenen minik reklamlar olarak işlev görüyorlar. Yine de çok enderler.
Facebook’un video görüntüleme hedefi ile geleneksel tıklama başına ödemeli reklamları da bulunuyor. Bunlar sayfa gönderileri olarak haber kaynağındaki veya kenar çubuğundaki metin ve görsel reklamlardır. Facebook üzerinde paylaşılmış, reklam verenin özelleştirdiği özel bir harekete geçiriciyi oynatan ve aktive eden bir videoya bağlantı sağlarlar. Bu buton, bağlantıyı, reklamda gösterilen ürünün hedef sayfasına dönüştürebilir. Bu da, dönüşüm için bir başka hedeftir.
İşin hileli kısmı ise Facebook, YouTube bağlantılarına daha az ağırlık verirken, Facebook videolarını öne çıkartacak bir algoritma kullanıyor. Eğer bunu kendilerine sorarsanız, Facebook bu durumun, kullanıcıların YouTube videolarına tıklama konusunda isteksiz olduğundan ötürü gerçekleştiğini söyleyecektir ancak bunun sebebi başka nedenler olabilir.
Tarzlarda Farklılık
Facebook ve YouTube arasında temel bir fark daha var ve bu, insanların platformları kullanım şekilleridir.
Örneğin YouTube bir müzik kutusu ve ev sinema sisteminin kombinasyonu gibi kullanılmaktadır. Kimileri sevdikleri müziklerden bir oynatma listesi yaratıyor ve sadece müzik dinlemek için arka planda videoları yürütmeye devam ediyor. Diğerleri ise bir videodan diğerine atlayarak, videoların tüm serilerini izleyerek veya bir ilgili videodan diğerine geçerek saatlerini harcıyor.
Tüm durumlarda bir kullanıcı YouTube’u ziyaret ettiğinde, belirli bir süreliğine platformda kalıyorlar. YouTube zaman açısından bir yatırımdır ve insanlar bunun farkına varmış durumda. Video izlemek amacıyla platformu ziyaret ediyorlar ve yaptıkları şey de bu.
Öte yandan Facebook tamamen keşif ve mutlu tesadüfler hakkındadır. Herhangi bir video arama seçeneği veya video kütüphanesi yok. Kullanıcılar en sevdikleri içerik üreticilerinin sayfalarını yeni videolar görmek umuduyla ziyaret edebilir ancak bu, hiçbir zaman garanti değildir. Videolar bu platformda popüler ancak bunlar, Facebook’un kendisindeki egemen içerik türü değiller.
Bu yüzden insanlar Facebook’u video aramak için ziyaret etmiyorlar. Arkadaşlarıyla, aileleriyle ve en sevdikleri markalar ile etkileşime girmek için ziyaret ediyorlar. Videolar arada beliriyor çünkü kullanıcının bildiği gibi tarafından paylaşılıyorlar. Bu gibi bir öneri, video izlemek için doğrudan bir teşviktir ancak bir dizi video arasında geçişe ve keşfe neden olmayacaktır. Kullanıcı videoyu izleyebilir ve ardından tatmin olup, sayfayı geçebilir. Elbette Facebook dikkatli bir biçimde bu mutlu tesadüfleri ayarlayabiliyor .
Elbette, pazarlamacıların soracağı soru “hangisi daha iyi?” olacaktır. Yanıt, her ikisi de olabilir. Bu tamamen işletmenize, mesajınıza, bütçenize, video içeriğinize ve yöntemlerinize bağlıdır. Bu yüzden niçin her ikisini de kullanmıyorsunuz?
Leave A Comment