Ne zaman Instagram’da bir fotoğraf paylaşsanız (veya herhangi bir sosyal ağda herhangi bir gönderi paylaşsanız), gönderiniz için daha çok etkileşim istersiniz. Bu, Instagram’da beğeni ve yorum anlamına gelmektedir.
Detaylara önem verdiğiniz zaman bir Instagram fotoğrafı için daha fazla beğeni almak iki eylem sınıfına bölünebilir. İlki, mevcut takipçilerinizin gönderileriniz ile ancak özellikle de mevcut içerik ile daha çok etkileşimde bulunmasını sağlamaktır. İkincisi ile Instagram takipçilerinizi arttırarak, gönderinizin daha fazla kullanıcı tarafından görünmesini sağlamaktır. Her ikisini de yapabilmeniz için bazı ipuçlarını sizler için derledik.
Daha Fazla Etkileşim Almak
Daha fazla hashtag kullanın. Instagram gönderi başına 30 hashtage izin veriyor ve Dan Zarella’nın yapmış olduğu bir çalışmaya göre aslında 30’unu da kullanmak, mümkün olan en iyi etkiyi sağlıyor. Diğer hashtag kullanan platformların aksine Instagram’da spam yapmazsınız. Sadece içeriğinizi mümkün olduğunca çok geniş bir kitleye eriştirirsiniz.
[ilginiziCekebilir id=”861″]
Kullanacağınız 30 hashtagten büyük bir çoğunluğu, genel etiketler olmalıdır. Bunların çok azı markanız ile ilgili olarak yazılmalıdır. Etiketlerde beşten fazla marka ile ilgili etiket kullanmamanızı öneririz. Niçin mi? Eğer daha geniş bir kitleye erişmek istiyorsanız, içeriğinizi daha önce görmemiş kitle ile ilgili etiketler kullanmalısınız. Marka ile ilgili etiketler, sadece bu hashtagi arayan mevcut takipçileriniz içindir ve onlar da çoktan bu tür içerikleri zaten görmüştür. Genel etiketler sizin potansiyel olarak fazla miktarda yeni kullanıcıya açılmanıza yardımcı olur.
Aynı zamanda etiketler arasındaki çakışmayı minimuma indirmeye çalışmalısınız. #SEO #SearchEngineOptimization #Arama Pazarlaması #Pazarlama #Arama gibi etiketler kullanmayın çünkü bunların hemen hemen hepsi birbiri ile aynı etiketlerdir. Bunun yerine, ilgili konunun veya sektörün ve hatta görselin farklı yönlerine odaklanın. Eğer geleneksel bir Instagram filtresi kullanıyorsanız, #Filtreİsmi de kullanmak için iyi bir etiket olacaktır.
Aslında mümkün olduğunca filtre de kullanmayın. Birçok araştırma hangi filtrenin daha çok işe yaradığını araştırdı ancak bu araştırmaların %90’ı filtre türünden ziyade içeriğe ve bağlama dayalı sonuçlar vermiştir. Hangisinin daha çok işe yaradığını görmek için beş farklı filtrede aynı görseli kullanmıyorlar. Araştırmalarında filtre etiketlerini inceliyor ve hangilerinde daha fazla etkileşim olduğuna bakıyorlar. Sonuç olarak filtre kullanmamak (bu sayede #NoFilter etiketini kullanmak) ortalama olarak daha fazla etkileşim almak için en iyi yoldur.
Bu aslında bir anlam ifade ediyor. Marka olarak paylaşacağınız her görsel kendi iç görsel düzenleme sürecinizden geçmelidir. Kompozisyon , kolay filtrelerden çok daha önemlidir. Paylaşmak için telefonunuza gönderdiğiniz ve yaptığınız herhangi bir düzenlemenin üzerine temel bir filtre yerleştirerek, gönderiyi mahvedebilirsiniz.
Şu şekilde düşünün. Filtreler, iPhone kamerasının düşük kalitesini ve diğer olumsuz şeyleri ortadan kaldırmak için amatör fotoğrafçılar tarafından kullanılan araçlardır. Görsellerinizi oluşturmak için bir cep telefonu veya bazı ücretsiz uygulamaları değil, gerçek, profesyonel bir kamera ve düzenleme yazılımı kullanmalısınız.
Düzenleme işini de abartmayın. Birçok Instagram pazarlamacısının sorunu, profesyonel fotoğrafçı veya fotoğraf editörü olmamalarıdır. Renk doygunluğunu arttırmak ve görselin daha iyi göründüğünü düşünmek oldukça kolaydır ancak Instagram’daki eleştirmenler sizin hayranlarınız değildir. Basit bir örnek vermek gerekirse, şu HDR filtrelerine bir göz atın. Bunları bilmediğinizde fotoğrafların olduklarından daha canlı göründüklerini düşünürsünüz ancak bunları öğrendikten sonra bunları her yerde göreceksinizdir. Bu, üşengeç fotoğrafçılık veya görsel düzenlemenin bir işaretidir.
Bir de görselinizden çok daha fazlası vardır. Ya görselde, ya açıklama kısmında ya da her ikisinde kullanabileceğiniz bir metin vardır. Genel olarak açıklama kısmına ve mümkünse görselinize de okuyucuyu harekete geçirecek bir metin yerleştirmelisiniz. Sadece “beğenin” veya “yorum yapın” yazmak bile etkileşim oranınızı oldukça yükseltecektir. Dan Zarella‘nın testi, açıklama kısmında “beğenin” yazmanın takipçi başına %89 artış, “yorum yapın” yazmanın ise takipçi başına %2194 artış sağladığını kanıtlamıştır. Bunlar, açıklama kısmınıza sadece iki sözcük yazarak elde edebileceğiniz oldukça yüksek rakamlardır.
Metninize eklemek isteyebileceğiniz bir diğer başarılı şey ise insanlardan arkadaşlarını etiketlemelerini istemektir. Bunun her gönderide kullanılması gönderilerinizin ucuz görünmesine neden olacaktır. Ancak ara sıra bunu kullandığınızda, bu, insanların seve seve arkadaşlarını etiketlemesine yardımcı olur ve bu sayede içeriği beğeneceklerini düşündükleri arkadaşlarını etiketlerler. Bu size daha fazla erişim ve potansiyel takipçiler, beğeniler ve yorumlar kazandırır.
İnsanları harekete geçirmek için birkaç sözcükten daha fazlasını da yazmak zorundasınız. İdeal olarak yazacağınız metin bir hikaye anlatmalıdır. Fotoğraf ile ilgili ne anlatmak istiyorsunuz, hangi etkinliğin fotoğrafı, fotoğraftaki nesneler niçin oradalar? Bir fotoğraf, binlerce sözcüğe bedeldir ancak kendinizi sadece bir görsel ile de sınırlamak zorunda değilsiniz. Zaten bin sözcüğünüz görseliniz ile cepte, buna bir de yüz sözcüklük bir şey yazın. Ancak yazdığınız şey ilgi çekici olmalı ve görselinizdeki hikayenin öncesini, sonrasını veya doğrudan kendisini anlatmalıdır. Bir bağlam, bir duygu, bir heyecan katın. Bu oldukça iyi bir örnektir
Dan’in araştırması aynı zamanda renkleri de hesaba katmıştır. Mavi ve pembe renklerin daha fazla etkileşim alma eğiliminde olduğunu belirtmektedir. Soğuk renkler en iyileri iken, sıcak renkler ortadadır ve açık pembeler ve pastel renkler en kötü sonucu vermektedir. Elbette grafiğe bakabilir ve kendiniz de görebilirsiniz. Bu biraz hileli çünkü pembe her kısımda bulunuyor ve tonları da o kadar farklı değil. Yine de, renk teorisi oldukça başarılı ancak bir nesne ile iyi bir kompozisyon yakalamak için oldukça az seçenek sunmaktadır.
Bir diğer kompozisyon hilesi ise farklı açılar kullanarak fotoğraf çekmektir. Telefon açısı ile ve bir açıdan çekilmiş, şu fotoğrafların karşılaştırmasına bakın.
Bu acemilerin yaşadığı yaygın sorunlardan birisidir. Bir açı yakalamaktansa nesneyi gördükleri yerden doğrudan fotoğrafı çekerler. Ancak açı yakalandığında görselinizde doğrudan çekilen fotoğraflara kıyasla daha fazla detay, daha fazla doygunluk ve daha fazla arka plana sahip olursunuz.
Kompozisyondan bahsetmemiz gerekirse, her zaman doğal ışık varken çekim yapmaya çalışın. Doğal ışık ile çekilenler, yapay ışıkta çekilenlere kıyasla daha iyidirler ve daha parlak, daha başarılı görünürler. Bu yüzden profesyonel fotoğrafçıların o büyük beyaz şemsiyeleri bulunuyor. Bunlar, yapay ışığı emip, kırarak daha doğal görünen bir ışık yaratan ışık yayıcılardır. İç mekan çekimleri için fotoğraf çekimi zamanı doğal ışık için doğru olmadığı zamanlarda kullanılan bir hiledir.
Zamanlamadan bahsetmek gerekirse, kitlenizin hangi zaman dilimlerinde daha aktif olduğunu öğrenmek için Iconosquare gibi bir araç kullanın. Bu ve bunun gibi diğer uygulamalar, profilinizi tarayacak ve geçmiş dönemde ne zaman etkileşim aldığınızı bulacak ve bu etkileşimlerin hangi zaman diliminde fazla olduğunu tespit edecektir. Bu özellikle daha fazla beğeni almak için hangi zaman diliminde paylaşım yapmanız gerektiğini bilmenize yardımcı olacaktır.
İçeriği dikkate almadan mevcut etkileşimleriniz üzerinde çalışma yapmanızı sağlayan yanıltıcı uygulamalardan kaçının. Yeni bir gönderi için en çok hangi zaman diliminde etkileşim alabileceğinizi düşünün. Büyük ihtimalle gönderi paylaşıldıktan hemen sonraki bir saat, değil mi? Gönderiyi paylaşmadan herhangi bir etkileşim alma ihtimaliniz de doğal olarak mümkün değildir. Ya takipçilerinizin aktivitelerini takip edeceksiniz ya da en iyi etkileşim alabileceğiniz zamanı bulmak için gönderileriniz ile bazı deneyler yapacaksınız. Her zaman test yapın ve sonuçlara nasıl ulaştığından emin olmadığınız uygulamalara güvenmeyin.
Kullanıcılarınızın en aktif olduğu zaman dilimleri ile ilgili bir fikriniz olduğunda ve dolayısıyla ne zaman gönderi paylaşacağınızı bildiğinizde, bir plan yapın ve buna sadık kalın. Instagram’da istediğiniz kadar fotoğraf paylaşma imkanınız bulunuyor ancak eğer takipçilerinize spam yaparsanız, etkileşim oranınız giderek düşecektir. Eğer aksatmazsanız günlük 2-3 gönderi öneriyoruz. Burada önemli olan şey azami paylaşım miktarınız değil, bu paylaşımları her gün yapıp, yapamayacağınızdır.
Nihayetinde gerçekten ama gerçekten ilgi çekici bir hayatınız, markanız veya konunuz olmadığı sürece günlük 5’ten fazla gönderi paylaşmamalısınız. Tüm dünyada şubesi bulunan ve tüm şubelerde etkinlik yürüten kurumsal bir şirket, tonlarca içerik paylaşabilir. Daha küçük markalar, ilgi çekici şeyler bulamayabilir. Unutmayın ki, bir yılda yaklaşık 260 iş günü bulunmaktadır. Bu yüzden tatil günleri veya hafta sonları paylaşım yapmamayı düşünebilirsiniz. Her yıl +520 ilgi çekici fotoğraf bulabileceğinize inanıyor musunuz? Ya da bunun iki katını?
Hemen şimdi anlatacaklarımız markanız için gerekli değil ancak ana odak noktanızın içeriğiniz olması açıklamaktadır. Örneğin, sadece hayvanların ve onlarla ilgili şeylerin fotoğrafını paylaşan popüler Instagram hesapları da bulunmaktadır (Tuna , Maru , Princess Monstertruck ). İşletmeler için ise bu genellikle markanız ve sektörünüz ile ilgili olacaktır, bu yüzden kolayca ilgili içerikler bulabileceksinizdir.
Ancak kesinlikle gönderileriniz üzerinde çalışabilir ve neyin işe yarayıp, yaramadığını görebilirsiniz. Her etkeni değerlendirmeyi unutmayın. Günün hangi diliminde paylaşıldı? Kompozisyon renkli miydi, değil miydi? İçinde insanlar var mıydı? Varsa insanların ruh hali nasıldı? Hangi hashtagleri kullandınız? Gönderinizde ne anlatmak istiyorsunuz? Çalışmanız ve dikkat etmeniz gereken birçok şey var ve en başarılı olanlara bakarak kitlenizin genel olarak neyi, niçin görmek istediğini fark edebilirsiniz.
Buradaki tek amacınız takipçilerinizden daha fazla etkileşim almak değil mi? Bu yüzden etkileşimi arttırmak için takipçilerinizle etkileşimde kalmayı unutmayın. Bir kullanıcı yorum yaptığında o yorumu inceleyin. Ne tür bir yorum bırakmış? Eğer spam ise, insanlar görmeden hemen önce bunu silin. Kimse spam dolu içeriklerde gezinmek istemez, bu yüzden sayfanıza karşı önyargıya sahip olabilirler. Eğer sıradan bir yorum ise, kullanıcılara teşekkür edin. “Yorumlarınız için çok teşekkürler _1, _2, _3 ve _4” şeklinde yorum bırakarak, birden fazla yoruma yanıt verebilirsiniz.
Eğer yorum iyiyse veya bir soru yönlendiriyorsa, bu, sohbet başlatmak için bir davetiyedir. Bu davetiyeden faydalanın ve gerçek bir sohbet başlatın. Bu kullanıcılara yanıt verin ve onlarla konuşun. En sevdikleri markanın kendileri ile konuştuklarını gördükten sonra, bu markanın arkasındaki ismi tanımaya başlarlar ve tüm sosyal medya pazarlama çabalarınızı seve seve kabul ederler.
Bunu kolaylaştırmak için Hootsuite gibi bir Instagram yönetim programı kullanmanızı öneririz. Bu, sosyal ağlar arasında geçiş yapmanıza gerek kalmadan, uygulamayı yenilemek ve telefonunuzdaki bildirimler ile uğraşmak zorunda da kalmadan yorumlar yapıldıkça onları kolayca takip edebileceğiniz bir izleme özelliği sunmaktadır.
[ilginiziCekebilir id=”843″]
Son olarak elbette her zaman daha fazla Instagram takipçi elde etmeye çalışabilirsiniz. Yukarıdaki yöntemlerin çoğu sıradan kullanıcıları takipçilere dönüştürmenize yardımcı olur ancak onların ilgisini çekmek için özel teknikler de kullanabilirsiniz. Çoğu zaman bu teknikler aynı benzer şeyler etrafında şekillenmektedir. Daha başarılı içerik paylaşın, kullanıcılarınız ile daha çok etkileşime girin, benzer içerikleri bulup, beğenin ve yorum yapın ve kategorinizdeki popüler kişiler ile iletişim kurun. Takipçi miktarınızda elde edeceğiniz herhangi bir artış, sonunda etkileşim oranınızda da artışa neden olacaktır.
Leave A Comment